Tüm bağımlılıklar; bağımlı olunan nesneler veya eylemler üzerinden doyurulmaya çalışılan duygulara hizmet eden tali yollardır. Yani duygularımızı kontrol etmeye yönelik girdiğimiz yanlış yollar.
Yüzleşmekten, sorumluluk almaktan bizi alıkoyarlar. O nesneye ya da eyleme başvurduğumuzda geçici bir süre rahatlarız fakat o geçici tatminden sonra tekrar her şey aynıdır. Suçluluk, pişmanlık, kızgınlık, çaresizlik, mutsuzluk vb…
Stanford Üniversitesi tarafından yapılan araştırmaya göre Amerika’da kadınların yüzde 6’sı, erkeklerin ise yüzde 5.5’i alışveriş bağımlısı. Erkekler daha çok elektronik cihazlar, CD, kitap, kamera, fotoğraf makinasına ilgi gösterirken kadınlar çanta, makyaj malzemesi, takı ve ev araç gereçlerine ilgi göstermektedirler. Bu bağımlılık ilk olarak 19. yüzyılda teşhis edilmiş ve günümüz modern tüketim toplumunda hızla artmaktadır. Teknolojik imkanların da bağımlılığı artıran bir unsur olduğu bilinen bir gerçektir.
Alışveriş bağımlılığının temel kriterleri
Kişinin kendisini iyi hissetmesi için, hiç ihtiyacı olmadığı halde, borçları olduğu halde (kişi zengin de olabilir) bu ölçüsüz harcamalardan ötürü yakın çevresiyle huzursuzluklar yaşadığı halde, türlü bahanelerle alışveriş yapmak ve bu alışverişlerden alınanları neredeyse hiç kullanmamak üzere evin bir tarafına atmaktır. Alışverişten aldığınız haz yerini bir süre sonra suçluluğa, pişmanlığa terk ediyorsa ve aldıklarınızı başkalarına hediye etmenin yollarını arıyorsanız bu bağımlılıkla burun buruna olduğunuzu söyleyebiliriz.
Soru şu, bu tutkulu eylem temel olarak ya da nelere hizmet etmektedir? Alışveriş derin zihindeki hangi boşluğun bir telafisi? Bu eylem içeride hangi duygu ya da duyguları perdelemektedir?
Soruların cevapları bilinçaltı zihnin kapılarının arkasında, bir metod dahilinde, bu sorulardan geçen düzelme çabaları kişiyi çözüme ulaştırır. Çözüm, sorunu kabul etmekle ve çözüme yönelik etkin bir şekilde hareket etmekle başlıyor. Değişim Hipnoterapi profesyonel desteği ile sizlerle çözüm odaklı bir hizmet sunmaktadır.