Kronik ya da uzun süreli ağrıların nedenleri ve yapıları genellikle sanılandan daha karmaşıktır. Bazı ağrılar tıbbi nedenlerden kaynaklanırken bazılarının organik nedenleri bulunamamaktadır. Bu ağrının gerçek olmadığı anlamına gelmemekle birlikte tedavi sürecini biraz daha karmaşık hale getirebilmektedir.
Ağrıların Türleri
Ağrılar iki farklı kategoride incelenir. Şiddetli (acute) ve kronik (chronic) ağrılar. Kısa süreli ağrılar olarak da adlandırılan şiddetli ağrılar genellikle bir kazanın ya da dönemsel hastalıkların sonucu ortaya çıkmaktadır. Bu tür durumlarda doktorlar öncelikle tanı koyar sonrasında da acının azaltılması için tedavi yöntemi belirler. Ancak kronik ağrıların psikolojik, çevresel ya da biyolojik nedenlerin her biri olabileceği için tedavisi de daha komplike olabilmektedir. Bu nedenle tedavi için tek bir yol, yöntem yeterli olmayabilmektedir. Dolayısıyla sadece fiziksel bir tedavi yönteminin yanı sıra psikolojik yöntemler de bu sürecin daha etkili bir şekilde ilerlemesine katkıda bulunmaktadır.
Ağrıların Ölçümü
Yapılan araştırmalara göre kronik ağrıların dindirilmesinde kullanılan hipnoz tedavi yöntemi hastaların %75’inde etkili olduğunu göstermektedir. Ancak bilinmedir ki hipnoz hastaların ağrı hissetmediklerine ikna edilmesi değildir; hipnoterapi kişilerin ağrıları ile ilişkili kaygı ve streslerini kontrol edebilmelerini sağlar ve kişiyi rahatlatır. Böylece hastanın dikkati acı hissinden uzaklaştırılır.
Hipnoz süresince beyinin bilinçli yanı kısa süreli olarak rahatlamaya odaklanır ve dikkat dağılmasına neden olan faktörleri ekarte eder. Amerikan Hipnoterapistler Derneği (The American Society of Clinical Hypnotists) hipnozu güneş ışınlarına tutarak onları daha güçlü yapan bir büyütece benzetir. Tıpkı zihnimizi konsantre ve motive ettiğimiz zaman onu daha güçlü bir şekilde kullanabildiğimiz gibi. Hipnoz sırasında kişi kalp atışının, nefes alış verişinin yavaşlaması ve alfa (alpha) beyin dalgalarının artması gibi fiziksel olarak değişimleri deneyimleyebilmektedir. Böylece kişi acının azaltılması gibi telkin ve hedeflere daha açık bir hale gelmektedir. Telkin aşamasından sonra hipnoterapist kişinin yeni davranışlarını pekiştirilip sağlamlaştırılmasına yönelik tedavisine devam eder.
1996’da düzenlenen Ulusal Sağlık Enstitüleri Konferansı (The National Institutes of Health)’nda hipnozun kanser ağrılarını da azalttığı belirtildi ve son yapılan araştırmalara göre hipnozun kansere ek olarak ağır yanmalarını, eklem iltihaplarını ve ameliyatlara bağlı kaygıları azalttığı ortaya çıkmıştır.
Mount Sinai School of Medicine in New York’daki araştırmacıların yaptığı 18 ayrı analizde hipnozun büyük acıların azaltılmasındaki etkisinin ve ağrı kontrolünde hipnotik tekniklerin etkili olduğunun kanıtlandığı belirtilmiştir.